Gezi

Amasra Kalesi

Amasra Kalesi, Karadeniz’in hırçın dalgalarına omuz veren taş duvarlarıyla, ilk bakışta bile “ben buradayım” diyen bir yapı. İki koyu, bir adayı ve kıyıya yaslanan eski kenti aynı çerçevede buluşturan bu kalede, her adımda başka bir çağın izine rastlamak mümkün. Surların gölgesinde balıkçı tekneleri salınırken, rüzgâr kemerlerden içeri sızar, taşların arasına sinmiş hikâyeleri usulca anlatır. Kalenin kıvrımlı geçitleri bir bakıma Amasra’nın hafızasıdır; Bizans’tan Ceneviz’e, Osmanlı’dan günümüze uzanan bir zaman tüneli. Kemere Köprüsü’nü geçip Boztepe’ye adım attığınızda, bir anda tüm kenti yukarıdan seyreden bir kartal gibi hissedersiniz. Sormagir ve Boztepe tarafındaki surlar, şehrin iki yakasını sanki görünmez bir bağla bir arada tutar. Gün batımına yakın saatlerde taşların rengi ısınır, mavinin sayısız tonu limanda birbirine karışır. Fotoğraf çekmek için döndüğünüz her köşe yeni bir kadraj açar, özellikle Tavşan Adası’nın silueti manzaranın imzası gibidir. Kalenin duvarlarına gömülü armalar ve kabartmalar, denizci cumhuriyetlerin hafif ama inatçı izlerini taşır. Amasra Kalesi sadece bir savunma yapısı değil; Amasra gezi rehberi listelerinde ilk sırayı hak eden, şehrin ruhunu taşıyan bir açık hava arşividir.

Nerede ve Nasıl Gidilir?

Amasra Kalesi, Bartın ilinin Amasra ilçesinde, Küçük Liman ve Büyük Liman koylarının arasında yükselir. Karadeniz turu yapanların vazgeçilmez duraklarından biri olan Amasra’ya, Bartın merkezden yaklaşık 17 km’lik kıvrımlı ama keyifli bir yol ile ulaşılır. Ankara’dan gelenler için Gerede–Eskipazar–Bartın hattı; İstanbul’dan gelenler için ise Bolu Dağı’nı aşarak Zonguldak–Bartın güzergâhı en yaygın rotalardır. İlçe merkezine giriş yaptığınızda kaleye ulaşmak için yön tabelalarını takip etmeniz yeterli; Küçük Liman’ın arkasındaki sokaklardan yürüyerek surların içine kısa sürede varılır. Boztepe’ye geçmek için Kemere Köprüsü’nü kullanabilir, böylece kalenin iki yakasını dolaşan bir yürüyüş rotası oluşturabilirsiniz. Yaz aylarında araç trafiği yoğunlaşabildiği için merkezde park yeri bulmak zorlaşır; aracı biraz dışarıda bırakıp yürümek çoğu zaman daha keyifli ve hızlıdır. Toplu taşıma tercih edenler Bartın’dan sık aralıklarla kalkan minibüslerle Amasra’ya gelebilir. İlçe kompakt bir yapıya sahip olduğu için Amasra Kalesi’ni, limanı ve çarşıyı yürüyerek rahatça gezmek mümkündür.

Kısa Tarihçesi

Amasra Kalesi’nin temelleri Bizans dönemine uzanır; Karadeniz kıyılarında ticaret ve güvenlik ihtiyacı arttıkça surlar güçlendirilmiş, çağlar boyunca onarımlar görmüştür. Orta Çağ’da bölgedeki deniz ticaretinin aktörleri arasında yer alan Cenevizliler, kaleye yeni burçlar ve savunma unsurları ekleyerek iz bırakmıştır. Duvarlara gömülü bazı armalar ve kitabeler bu çok katmanlı tarihin küçük işaret taşlarıdır. 1460’ta Fatih Sultan Mehmed’in Amasra’yı Osmanlı topraklarına katmasıyla kale yeni bir döneme girmiş, hem askeri hem de sivil yaşamın odağında kalmaya devam etmiştir. Kalenin iki ana bölümü olan Sormagir (anakaradaki kısım) ve Boztepe (Kemere Köprüsü ile bağlanan ada) surları, bu süreçte defalarca elden geçirilmiş, kıyı savunmasını şekillendirmiştir. Günümüzde kalenin çevresinde görülen eski geçitler, mazgallar ve kule kalıntıları, bu uzun serüvenin sessiz tanıklarıdır.

Mimari ve Sanatsal Özellikler

Amasra Kalesi, doğal topoğrafyayı ustaca kullanan bir savunma anlayışını yansıtır. Dik yamaçlara yaslanan surlar, koyları adeta bir kalkan gibi çevreler. Sormagir tarafında şehirle iç içe geçen duvarlar, kıvrımlı sokaklara ve küçük meydanlara açılırken; Boztepe’de denize bakan yüzlerde sert rüzgârlara dayanıklı, kalın taş işçiliği dikkat çeker. Duvarlarda Bizans örgüsünü hatırlatan taş dizileri ile Ceneviz döneminin müdahalelerini aynı yüzeyde görmek mümkündür. Yer yer görülen arma ve kabartmalar, denizci cumhuriyetlerin ticari ve askeri varlığını simgeler. Kemere Köprüsü ise kalenin en karakteristik öğelerinden biridir; tek kemerli yapısıyla hem iki kara parçasını bağlar hem de gezginlere güçlü bir perspektif sunar. Kalenin içindeki geçitler ve merdivenler, ziyaretçiyi farklı kotlara taşır; her kotta liman, çarşı ve Karadeniz manzarası farklı bir kadraja dönüşür. Yakın çevredeki eski kilisenin camiye dönüştürülmüş hali (Fatih Camii) ve tarihi mahalle dokusu, kalenin kültürel peyzajını tamamlar.

Ziyaret Bilgileri

Amasra Kalesi, açık bir alan olduğu için günün büyük bölümünde gezilebilir; bazı kısımlar güvenlik gerekçesiyle sınırlı olabilir. Kaleyi rahat gezmek ve Amasra fotoğraf noktaları için en iyi ışığı yakalamak adına sabah erken saatler veya gün batımına yakın zamanlar idealdir.

  • Giriş Ücreti: Kalenin surları ve açık alanları genellikle ücretsiz gezilir. (Özel etkinlikler veya restorasyon dönemlerinde sınırlamalar olabilir.)
  • Ziyaret Süresi: Ortalama 1–2 saat ayırmak, hem Sormagir hem Boztepe kısmını görüp fotoğraf çekmek için yeterli olur.
  • En İyi Mevsim: İlkbahar sonu (Mayıs–Haziran) ve sonbahar başı (Eylül–Ekim) hem hava hem kalabalık açısından daha rahattır.
  • Ulaşım/ Park: Merkezde park alanı sınırlıdır; çarşı dışına park edip yürümek pratik olur.
  • Giyim/Donanım: Rüzgâr kıran bir üst, rahat tabanlı ayakkabı ve fotoğraf için geniş açı + telefonunuz yeterli. Taş basamaklar kaygan olabilir.
  • Erişilebilirlik: Bazı bölümlerde dik merdivenler ve düzensiz zeminler bulunur; bebek arabası ve tekerlekli sandalye ile hareket etmek güçleşebilir.
  • Yeme-İçme: Kalenin eteklerinde ve liman çevresinde balık restoranları, Amasra salatası ve atıştırmalıklar bulabilirsiniz.

Fotoğraf Noktaları ve İpuçları

Küçük Liman’a bakan burçların üst kotları, sabah ışığında pastel tonlarla nefis kareler verir. Gün batımında ise Boztepe yönüne, özellikle Kemere Köprüsü eksenine yerleşerek surları ve denizi aynı kompozisyonda yakalayabilirsiniz. Tavşan Adası’nı kadrajın sağ ya da sol alt üçte birine yerleştirip ufku geniş bırakırsanız Karadeniz’in derinliği fotoğrafa yansır. Kalenin dar geçitlerinde ışık-gölge kontrastı güçlüdür; öğle saatlerinde taş dokuları vurgulamak için idealdir. Geniş açı bir lens/telefon modu, surların ölçeğini hissettirmede yardımcı olur; telefoto ise limandaki tekneleri ve karşı kıyı detaylarını çekmek için pratik. Rüzgârlı günlerde uzun pozlama yerine yüksek enstantane kullanın; dalga çizgileri hareketli olacağından netlik kaybı yaşamazsınız. Eğer drone ile çekim düşünürseniz yerel kuralları kontrol etmeyi ve güvenlik/mahremiyet kurallarına uymayı unutmayın.

Yakındaki Diğer Gezilecek Yerler

  • Kemere Köprüsü: Kalenin iki yakasını birleştiren fotojenik köprü; gün batımı yürüyüşü için birebir.
  • Boztepe ve Amasra Feneri çevresi: Panoramik Amasra manzarası, özellikle altın saatlerde muhteşem.
  • Amasra Müzesi: Bölgenin arkeolojik ve etnografik mirasını derli toplu görme fırsatı sunar; kalenin tarihini bağlama oturtur.
  • Fatih Camii (eski kilise): Dönüşüm hikâyesiyle Amasra’nın çok katmanlı kültürüne ayna tutar.
  • Çekiciler Çarşısı: Ahşap oymacılığı ve yerel el sanatlarıyla ünlü; küçük hediyelikler için ideal.
  • Büyük Liman ve Küçük Liman kıyıları: Kısa sahil yürüyüşleri, deniz kokusu ve balık ekmek molası için birebir.
  • Plajlar: Mevsime göre Büyük Liman Plajı veya çevredeki küçük koylar serin bir mola için güzel seçenekler.

Amasra Kalesi, sadece taş ve harçtan ibaret değil; Karadeniz’in rüzgârını, balıkçıların sesini, tarihi sokakların kokusunu bir araya getiren canlı bir sahne. Eğer yolunuz Amasra’ya düşerse mutlaka kalenin iki yakasını da yürüyerek keşfedin, Kemere’nin üstünde kısa bir durup şehre tepeden bakın. Ayrıca geziniz için daha çok fikir, rota ve öneri arıyorsanız Amasra’da Gezilecek Yerler yazımızı da mutlaka okuyun; bu şirin kıyı kentinin size anlatacak daha pek çok hikâyesi var.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu